“`html
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail’in Başbakanı Binyamin Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı almasının, Tel Aviv üzerinde küresel bir hukuki baskı oluşturabileceğini ve Batılı devletlerin uygulayabileceği silah ambargolarının yolunu açabileceğini vurguladı.
Haaretz gazetesinde askeri analizler yazan Amos Harel, bu kararın, UCM’nin Gazze’de gerçekleştirilen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gerekçesiyle Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama emrinin, birçok ülkede İsrail askerlerine yönelik soruşturmaları hızlandırabileceğini belirtti.
Harel, UCM’nin bu kararının Batılı ülkelerin İsrail’e karşı tutumlarını değiştirmesine yol açabileceği uyarısında bulundu. “Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden gelen bu karar, daha hafif yaptırımlarla yetinen Batılı ülkelerin, İsrail’e yönelik yeni silah ambargoları uygulamak için bir fırsat yaratabilir” dedi.
Buna ek olarak, bu gelişme İsrail ordusuna karşı çok sayıda suç duyurusunun yapılmasına ve soruşturmaların başlatılmasına da neden olabilir. Harel, “Bu karar, pek çok ülkede İsrail askerleri ve komutanlarına yönelik mevcut durumu hızlandırabilir” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, tarihi bir karara imza attı: İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri verildi
“İsrail yönetimi, tutumuyla bu karara katkıda bulundu”
Harel, İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün Güvenlik ve Demokrasi Merkezi Müdürü Dr. Eran Shamir-Borer’in görüşlerine de yer verdi. Borer, UCM’nin kararının “çok yönlü olarak şaşırtıcı” olduğunu, ancak İsrail yönetiminin tavrının bu duruma yol açtığını belirtti. UCM Başsavcısı Kerim Han’ın mayıs ayında tutuklama emri için yaptığı başvuru sonrası İsrail’in harekete geçmemesinin ve devlet soruşturma komitesinin kurulmasına karşı çıkmasının önemine dikkat çekti.
Borer, “Eğer o dönemde etkili bir soruşturma mekanizması oluşturmuş olsaydık, savcı talebini geri çekebilirdi.” diye ekledi. Gazze’nin kuzeyinde yaşananların hâlâ devam ettiğini vurgulayarak, “Hakimler, suçların günümüzde de işlenmeye devam ettiğini ifade ediyor ve bu kararlarıyla başka bir insani krizi önlemek için çaba gösterdiklerine inanıyorlar.” dedi.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Roma Statüsü’ne taraf olan 120’den fazla ülkeyi ziyaret etme cesareti gösteremeyeceğini belirten Borer, Netanyahu’nun tutuklanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Ayrıca, UCM’ye taraf olmayan ABD’nin Trump yönetiminin UCM’ye karşı düşmanca bir tutum geliştireceği tahmin ediliyor. Borer, İsrail’in tüm umutlarını yalnızca Amerikan desteğine bağlamaması gerektiğini de belirtti.
TIKLAYIN | UCM Başsavcısı Han’dan, taraf devletlere Netanyahu kararına uyma çağrısı
TIKLAYIN | BM’den, Netanyahu hakkındaki tutuklama emrinin ardından “UCM’nin kararlarına uyma” çağrısı
UCM’nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki kararı UCM, “Gazze’de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar dolayısıyla” Netanyahu ile Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurdu. Kararda, Netanyahu ve Gallant’ın açlığı bir savaş aracı olarak kullanma, savaş suçu ve cinayet gibi eylemleri içeren insanlığa karşı suçlar işlediği yönünde makul şüpheler bulunduğu belirtilmektedir. Kararda, belirtilen şahısların, sivil nüfusa yönelik bir saldırının planına katıldıklarına dair yeterli şüphelerin de bulunduğu vurgulandı. |
Orta Doğu’daki gerginlikler artıyor; bölgesel savaş riski yükseliyor: neler oldu? Orta Doğu’da, bölgesel savaş korkularını artıran çatışmalı bir süreç yaşanmakta. İsrail’in Hizbullah’a ait iletişim sistemlerini hedeflemesiyle başlayan bu süreç, ardından İsrail’in Lübnan’ın güneyine düzenlediği kara harekâtı ve İran’ın Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesine karşılık düzenlenen balistik füze saldırılarıyla daha da tırmandı. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de devam eden savaş, İsrail’in hedefleri arasına Lübnan’ın güneyini eklerken, yerinden edilmiş İsrail vatandaşlarının geri dönmeleri için de baskı yapıyor. ABD’nin gerilimi azaltma çağrıları, Katar ve Mısır ile yürüttüğü ateşkes çabaları sırasında, İsrail’in Hizbullah’a karşı iki büyük saldırı düzenlemesiyle yanıtsız kalmış durumda. İsrail, Hizbullah’a ait bir dizi iletişim cihazını hedef alarak başarılı saldırılar gerçekleştirdi. TIKLAYIN | Lübnan’da Hizbullah militanlarının iletişim sistemleri patlatıldı; 8 ölü, 2,800 yaralı TIKLAYIN | Lübnan’da telsizlerin patlatılması: En az 20 ölü, 450 yaralı; İsrail Savunma Bakanı “savaşta yeni aşama” dedi TIKLAYIN | Neler oldu? Hizbullah’ın kaçış taktiği izleme sistemine nasıl saldırıldı? FÜSUN SARP NEBİL’in yazısı | Lübnan’da Hizbullah ile ilgili gerçekleşen patlamalar Hizbullah hedef alındı; liderinin ölümü gerginliği artırdı Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın, örgütün kontrolundaki Dahiye’de hava saldırısıyla öldürülmesi bu gerginliği artırdı. 21 Eylül tarihinde İsrail ordusu, Beyrut’un Dahiye bölgesindeki bir apartman dairesine hedefli bir hava saldırısı düzenledi. Bu saldırıda, Hizbullah’ın operasyon komutanı İbrahim Akil ve diğer üst düzey komutanlar yaşamını yitirdi. TIKLAYIN | İsrail’in Lübnan saldırısında ölü sayısı 14’e yükseldi; çoğu kadın ve çocuk | Hizbullah, komutan Akil’in öldüğünü doğruladı Ardından 27 Eylülde aynı bölgedeki bir dizi apartmana yapılan hava saldırısıyla Hasan Nasrallah hayatını kaybetti. Bu saldırı, Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasından hemen sonra gerçekleşti ve Netanyahu’nun BM binasından saldırı emrini verdiğine dair fotoğraflar yayımlandı. Saldırıda, yaklaşık 85 adet birer tonluk sığınak delici bomba kullanıldığı bilgisi verildi.
TIKLAYIN | Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Beyrut’taki İsrail saldırısında öldürüldü TIKLAYIN | İsrail Başbakanı Netanyahu’nun BM özel konuşma metni: Suudi Arabistan ile normalleşmeye dikkat çekti, BM’yi “antisemitik bataklık” olarak nitelendirdi ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Önümüzdeki günlerde tüm tarafların yapacağı tercihler, bu bölgenin geleceğini belirleyecek'”
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 30 Eylül’de Hizbullah’a karşı yeni bir savaşa hazırlandıklarını duyurdu. Gallant, “Kuzey sınırındaki 188. Tugay’daki birliklerimiz, Hizbullah’a karşı yeterli güçle saldırıya geçmeye hazır. Amacımız, kuzeyde yaşayanları evlerine döndürmek için tüm kaynaklarımızı kullanmak” dedi. TIKLAYIN | İsrail Savunma Bakanı Gallant: Hizbullah’a karşı yeni bir savaş aşaması yakında başlayacak İsrail, Lübnan’a kara harekâtına başladı İsrail ordusu, 30 Eylül’de Lübnan’a kara harekâtının başladığını duyurdu. “Sınırlı, bölgesel ve hedefli” belirtilen harekâtın adı “Kuzey Okları” olarak belirlendi. Ordu sözcüsü Daniel Hagari, Habertürk’e yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine karşı sınırlı ve yoğun bir kara saldırısı gerçekleştirdiğini ifade etti. TIKLAYIN | İsrail ordusu kara harekâtı başlattı; Güney Lübnan’a yoğun topçu ateşi açıldı, Lübnan ordusu sınırdan 5 kilometre geri çekildi! İran’dan misilleme eylemleri İran, İsrail’in Hizbullah’a karşı yürüttüğü operasyona karşılık olarak balistik füze saldırısı başlattı. İsrael ordu radyosuna göre, İran’dan İsrail’e yaklaşık 200 füze fırlatıldı. İran Devrim Muhafızları, bu saldırının Hamas lideri İsmail Haniye, yönelik gerçekleştirilen saldırıda yaşamını yitiren Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın, ve Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü’ne bağlı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşa üzerinde intikam amaçlı yapıldığını belirtti. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Daniel Hagari, saldırının “sonuç doğuracağını” bildirdi. Hagari, ayrıca, İsrail ordusunun İran saldırısına karşı “savunma ve karşı hamle yapmaya tamamen hazırlıklı” olduğunu vurguladı ve bunun “zamanında” gerçekleştirileceğini açıkladı. Netanyahu da İran’ın bu saldırısının bir “hata” olduğunu ve bunun bedelini ödeyeceğini iddia etti. İran ise, bu misilleme füze saldırısını “BM Şartı’nın 51. maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkı” olarak nitelendirdi. TIKLAYIN | İran’ın İsrail’e misilleme saldırısı: Yaklaşık 200 füze fırlatıldı; ABD’den İsrail’in savunmasına destek, Netanyahu “Bedel ödeyecek” dedi. TIKLAYIN | Dünya basını, İran’ın İsrail’e misilleme saldırısını nasıl değerlendirdi? |
“`